27 Haziran 2014 Cuma

Toprak

 

 

Toprak mı bize ait, biz mi toprağa !

                                                            

Şehir yaşamı içerisinde insanlar doğal yaşamlarından uzaklaşmakta, binalarla çevrili şehirlerde evlerinde geçirdikleri sürede çocuklarıyla sağlıklı vakit geçirmenin yolunu bulamamaktadırlar. Hiperaktivite , öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği , iletişim bozukluğu ne kadar da çok tanı var . İnsan yaratılışı gereği toprakla bütündür. Ne zaman ki topraktan, özünden uzaklaştı kendine yabancılaşma baş gösterir. Kaldı ki insanın yaşamını sürdürmesi için toprağa mecburdur. Bitkilere, canlılara can verir. Topraktan gelenle beslenir, topraktan eşya yapar, topraktan gelen bitkiyle giysi yapar, sanat yapar.
 
 Yıllar içerisinde kurumumuza Zeytinburnu ilçesinde onlarca okul çağındaki çocuğun tanılanması, davranış problemlerinin azaltılması için başvuran aile oldu. Hepsi de çocuklarının aşırı hareketliliklerinden şikayetçiydi. Evde durduramıyoruz, masaların üzerinde geziniyor, sürekli koşturuyor, ödevlerine dikkatini veremiyor.
İnternet sitelerinde dolaştığımda o kadar çok alternatif tedavi yöntemi ile karşılaşıyorum ki. En önemlisi unutulmuş. TOPRAK

Kentlerin bizi mahkum ettiği binalarımızda en yakınımız da bulduğumuz ağacın gölgesinde bile oturamaz hale geldik “ Kalkın bu ağaçları  kesip yerine AVM yapıyoruz”    Peki ya çözüm !
 

   İstanbula yakın güzel bir çiftlik keşfettim.  “Hasat Çiftlik “ Hobi bahçelerinden, kiraz ağaçlarına, tavuklardan, ördeklere,atlara  ( Elbette benzerleri de vardır ve olmalıdır da )



 

 Çocuklar için paket bir programla kendi sebze ve meyvelerini toplama, kendi kahvaltılarını hazırlama şansı veriyorlar. Bu bir grup çalışması olarak düşünülürse çocukların birlikte iş yapma becerilerinin gelişmesinde, dikkatlerini tek bir yönde toparlayabilmelerinde oldukça büyük önemi var.  İnsanlarla arkadaş olmanın yanında özellikle iletişim problemi olan, sosyal uyum güçlüğü çeken çocuklarda, otizmi olanlarda  hayvanlarla da arkadaş olmayı öğrenmeleri onlara kutu kutu ilacın yapamadığını yapmaz mı ?

 

 

Atlarla insanların ilişkisi ise daha da karmaşık. Özellikle engellilerde atla terapi yurtdışında da gittikçe yaygınlaşmakta. Zeytinburnun da olmamamıza rağmen Veliefendide ki atlardan her bir çocuk ancak haftada 5 dakika yaralanabiliyor. Şöyle de yararlı bir link var göz atılabilir. (http://www.bursaatlispor.com/faaliyetlerimiz/hippoterapi.html)

 

 

 

Çömeldim bakıyorum toprağa
otlara bakıyorum
böceklere bakıyorum
mavi mavi çiçek açmış onlara bakıyorum
sen bahar toprağı gibisin sevgilim
sana bakıyorum

Nazım Hikmet


1 yorum:

  1. Biz toprağa ait calılarız ve en iyi terapide toprakta yatar. El emeği. beden emeği ... Doğamızda olan en saf iştir duygudur..

    YanıtlaSil